Sesini Yükselt!2: Batı Balkanlar ve Türkiye’de Basın Özgürlüğünün Geliştirilmesi için Yüksek Sesli Bir Uyarı Alarmı

 

 

Avrupa Genişleme ve Komşuluk Politikasından Sorumlu Komisyon Üyesi Stefan Füle'nin, Sesini Yükselt!2 Batı Balkanlar ve Türkiye'de İfade ve Basın Özgürlüğü Konferansında yaptığı konuşma.

 

 

AVRUPA KOMİSYONU

Štefan Füle

Sesini Yükselt! 2 Batı Balkanlar ve Türkiye'de İfade ve Basın Özgürlüğü Konferansı

20 Haziran 2013

Herkese en samimi duygularla hoş geldiniz diyorum,

İki yıl kadar önce düzenlenen ilk Sesini Yükselt! Konferansında, Avrupa Komisyonu’nun ifade özgürlüğüne kararlılıkla bağlı olduğunun altını çizmiştim. Bugünkü etkinlik bu kararlılığın somut bir örneğidir. Geri dönüp baktığımda, bu iki Konferans arasındaki zamanda ifade ve basın özgürlüğü alanlarında daha yüksek standartları yakalamak üzere çalışacağımıza ve çabalarımızı sürdüreceğimize söz vermiştik.

Bir aday ülkenin, güçlü demokrasilerin projesi olan Avrupa Birliği’ne gerçekten katkıda bulunabilmesi için güçlü bir demokrasisinin olması ön şarttır. İfade özgürlüğü demokrasinin temel taşlarından bir tanesidir. Bir ülkedeki demokrasinin durumunu anlamak için basın özgürlüğüne bakarak güzel bir fikir edinebilirsiniz. 

Bugün aramızda Üye Devletler’in temsilcileri yer almıyorlar. Bugün burada konuştuklarımızın Üye devletlerdeki durumla hiç bir ilişkisinin olmadığı anlamına geliyor bu sizce? Hayır, tabii ki değil. Bir ilişki var. Bir Üye Devletteki kamu yayıncı kuruluşunun sadece siyasi bakımdan doğru adımlar atmaya çalışması değil aynı zamanda AB Antlaşmalarına uygun hareket etmesini sağlamak için Avrupa Komisyonu ve hepimizin net ve güçlü bir duruş sergilememiz gereklidir.

Bugün sadece Batı Balkanlar ve Türkiye’deki değil Üye Ülkelerdeki resmi makamlara da vereceğimiz mesaj şudur; çifte standart uygulanamaz. Bu alanda aday ve üye ülkeler aynı standartlara tabidir. Temel bir soru üzerinde odaklanacak bugünkü tartışmalarımızı hafife almayın. Bu alanda yeterince güçlü bir Avrupa mevzuatı, müktesebatımız var mı? Yeterince karmaşık mı? Aday ülkelerin temsilcileriyle yaptıkları toplantılarda Avrupa Komisyonu’nun sürekli yineledikleri yüksek standartlar ve gereklilikleri karşılayabilecek bir izleme sistemi Üye Ülkelerde var mı?  

İstanbul ve diğer şehirlerde yakın zamanda yaşanan protestoların ilk günlerinde ana akım medyanın sağır edici sessizliği, basına yönelik endişe verici polis eylemleri bu konferansa ne kadar da ihtiyaç duyulduğunu ortaya koymaktadır.  

Sıfırdan başlamıyoruz. 2011 yılında yapılan Sesini Yükselt konferansında elde edilen ve bizim için birer referans noktası oluşturan sonuçlar 2011’den bu yana kaydedilen ilerlemeyi değerlendirmemizi ve daha fazla çaba gerektiren alanları belirlememizi sağlayacak. Ayrıca, genişleme sürecindeki ülkelerin, doğru adımlar atılması konusunda güvendiğimiz resmi kurumlarının temsilcilerini, yetkililerini ilk kez aramızda görmekten memnuniyet duyuyorum. 

Şimdi izninizle 2011 Sesini Yükselt konferansı sonuçlarının uygulamaya konulması için Avrupa Komisyonu’nda neler yaptığımıza dönmek istiyorum.

Çalışmalarımızı özellikle iki alanda yoğunlaştırdık;  

a. Avrupa Birliği’ne katılım sürecinde ifade özgürlüğüne her düzeyde öncelik verilmesini sağlamak için siyasi destek; ve

b. Medya sektöründeki ortaklarla birlikte çalışarak, ifade ve basın özgürlüğü temel ilkesinin uygulanmasına destek vermek üzere mali ve teknik yardımlar.

Sağladığımız siyasi destekle ilgili olarak birkaç somut örnek vermeme izin veriniz:

1. Gelişmeleri izlemek, öncelikleri tespit etmek ve Avrupa standartlarının yakalanması amacıyla hükümetler tarafından sarf edilen çabaları desteklemek üzere genişleme ülkelerine yönelik olarak (HLAD, Pozitif Gündem gibi)anlaşma ve yapılandırılmış diyalog yöntemlerimizi kullandık.  

2. Başta Avrupa Konseyi ve AGIT olmak üzere, ilgili uluslararası ve bölgesel örgütlerle işbirliğimizi güçlendirdik.

3. Delegasyonlarımız, aday ve potansiyel aday ülke hükümetleri ve bu ülkelerdeki gazetecilerle olan diyaloglarını yoğunlaştırdılar; ve

4. Yıllık İlerleme Raporları ve Stratejik Dokümanlarımızda basın özgürlüğü ile ilgili konulara daha büyük bir öncelik verdik. Bu konular aynı zamanda temel hak ve özgürlüklerle ilgili katılım görüşmelerinde de gündemin en üst sıralarında yer almaktadır.

Bana ilk Sesini Yükselt! Konferansının sağladığı en büyük katkının ne olduğunu sorarsanız, cevabım şöyle olacaktır: bu konferans sayesinde basın özgürlüğü ve katılım süreci arasında daha güçlü bir bağlantı kurulmuş oldu.

Bu konferanstan sonra ifade ve basın özgürlüğü konularını kapsayan 23. ve 24. fasıllara yönelik yaklaşımımız yenilenirken, elverdiği ölçüde topluluk müktesebatının yorumunu da bu fasılları içine alacak şekilde genişlettik ve daha önce pek de alışık olmadığımız 'track record'- performans karnesi uygulamasını getirdik. Bir diğer ifadeyle bu, ödev ve mevzuat kabulüne yönelik olarak kutucuklara 'yapıldı' işaretini koymaktan öteye yeni kanun ve reformların uygulanmasına odaklanmak anlamına geliyor.

Bu yaklaşım müzakereleri sadece demokrasinin bu temeline odaklamakla kalmamış, aynı zamanda da genişleme sürecine inandırıcılığını yeniden kazandırmıştır. İşte ilk Sesini Yükselt! Konferansının en büyük katkılarından biri bu olmuştur.

Mali ve teknik yardımı bağlamında, Balkan ülkelerindeki kamu[ya ait] medya hizmetlerinin güçlendirilmesi amacıyla Avrupa Yayın Birliğine (EBU) fon desteği sağladık.

Bununla birlikte, medyanın kendi kendini düzenlemesine ve yargı uygulamalarına ilişkin en iyi uygulamaların paylaşımını ve ağ oluşturma çabalarını desteklemek üzere medyaya yönelik IPA yardımlarını da modernize ettik.

Şimdi izninizle bir girişimden özellikle bahsetmek istiyorum. Araştırmacı gazetecilik alanında bir Avrupa Komisyonu mükemmeliyet ödülü oluşturma kararı almış bulunuyoruz.

Sevgili çalışma arkadaşlarım,

Peki, şimdi sırada ne var? Mevzuat önümüzde duruyor; peki ama uygulama ne durumda? Bu konu, sadece şurada burada ufak tefek bir takım hususları ele almaktan mı ibaret yoksa karşımızda, sistematik olarak halledilmesi gereken bir durum mu söz konusu? Size yapmış olduğumuz analizi aktarayım:

Öncelikle gazetecilere yönelik şiddet bir sorun olmaya; şiddet tehdidi ise bölgede oto-sansür oluşturmaya halen devam ediyor. Bugün burada bulunan bir kısmınız da bu tür şiddetten nasibinizi almış olanlardansınız. Sırp B92'den üç ismi telaffuz etmek istiyorum: Vijesti Director, Zeljko Ivanovic ve Veran Matic. Gazetecilere dönük böylesi şiddetin sorumluları kesin suretle bu davranışlarının hesabını vermelidir. Cezasızlık gibi bir şey asla söz konusu olmamalıdır. Yeni ve eski vakaların araştırılması konusunda resmi makamlar çabalarını hızlandırmalıdır. Medya temsilcilerine yönelik sonuçlandırılmamış davaların araştırılması amacıyla bir komisyon oluşturulması yönünde Sırbistan tarafından atılan adım, olumlu bir ilk adım olarak güzel bir örnek teşkil etmektedir.

İkinci olarak, başta sınırlı araçlara sahip olanlar olmak üzere gazeteciler üzerinde çok ağır etki yaratan olan devlet gücünün ifade özgürlüğü karşısında kullanılması de halen riski devam etmektedir. Olumlu bir gelişme olarak ortaklarımızla birlikte, sıklıkla eleştirel yaklaşım sergileyen gazetecilerin sesini kısmakta ve oto-sansürün yaygınlaştırılmasında kullanılan hakaret kanunlarının ceza olmaktan çıkartılması yönünde başarı sağladık. (Türkiye, bir gazetecinin hapis cezasıyla karşı karşıya kalmasına yol açan en sorunlu iki kanunu ele aldı). Bu, ifade özgürlüğünün sistematik anlamda ele alınması ve korunması açısından ilk ve en önemli adımı teşkil etti.

Artık birlikte çalışarak değişen kanunları uygulayanların -- yani hâkim ve savcıların-- bu kanunları, devleti ve devlet görevlilerini korumak yerine bireylerin kendilerini özgürce ifade etme temel hakkını koruyacak şekilde kullanmalarını sağlamalıyız.

Üçüncü olarak çoğu genişleme ülkesinde, medya piyasaları düzgün şekilde işlememektedir. Piyasada adil bir rekabet sağlamaktan sorumlu düzenleyici otoriteler, birkaç istisna dışına, iyi bir performans sergilememektedir. Bu da gazetecilerin çalışmalarına yapılacak siyasi müdahaleye kapı aralamaktadır. 

Dördüncü olarak Batı Balkanlar'daki kamuya ait yayın kuruluşları halen yıllık devlet bütçelerine tâbi olup bu bütçelere ilişkin kararlar siyasi olarak alınmaktadır. Bu [kuruluşların] hem siyasal hem de malî olarak bağımsız olmaları gerekmektedir. Bunu yapabilmenin en iyi yolu ise kesin çizgileri belirlenmiş bütçeler ile her türlü siyasi etkiden arî olunması amacıyla kurul üyelerinin atanmasında uygulanacak şeffaf kuralların varolmasıdır.

Beşinci olarak Batı Balkanlar'da gazetecilik kalitesi genellikle beklenen standartların altında kalmakta ve işleyen bir kendi kendini düzenleme sistemi bulunmamaktadır.  Avrupa Komisyonu ile diğer uluslararası donörlerin şikâyetler ile gazetecilerin mesleki etik [konularını] ele alacak basın konseyleri oluşturma yönünde sarf ettikleri çabalar, medya toplumunun bölünmüş ve kutuplaşmış yapısı dolayısıyla sonuçsuz ve sınırlı düzeyde kalmıştır. Onların birleşik bir cephe oluşturarak ortak menfaatlerini savunmak üzere birlikte çalışmaları gerekiyor.

Hanımefendiler, Beyefendiler,

İlk Sesini Yükselt! açılışında sizlere bunun sizin konferansınız olduğunu söylemiştik ve demiştik ki sadece soru sormak için değil o sorulara ortak yanıtlar bulmak için çalışacağız. Şimdiki konferansın sonuçlarının daha operasyonel olmasını ve ortaya çıkan sonuçların nasıl gerçekleştirilebileceğine dair daha net bir çerçeve sunmasını arzu ediyorum.

Bugünkü konferans dinamik sonuçlar ile vücut bulan, yüksek sesli bir uyandırma alarmı vermemiz için bizlere mükemmel bir fırsat sunuyor. Konferans sonuçlarının kalitesi sizlerin neler söylediğinize bağlı; ve işte bu nedenle ister medya alanında çalışan profesyonellerin perspektifinden olsun, isterse siyasetçi veya medyada sesi duyulmayan grupların temsilcilerinin perspektifinden veya özgürce ve korkusuzca görüşlerini ifade edemeyenlerin bakış açısından, tüm açılardan yapıcı görüşler duymaya ihtiyacımız var.

Bugün özgürce sesinizi yükseltebilirsiniz. Sizleri dinleyerek, önümüzdeki dönem genişleme stratejimizin birer parçası haline getirebilmek ve [üyeliği hedefleyen] ülkelerin gerekli ilerlemeleri kaydetmelerine yardımcı olabilmek üzere görüşlerinizi dikkatle kayda geçireceğiz.

İlginiz için teşekkür ederim.