Nobel Komitesi 2012 Barış Ödülü'nün AB’ye verilmesine karar verdi.

Norveç Nobel Komitesi 2012 Nobel Barış Ödülü'nün Avrupa Birliği'ne (AB) verilmesine karar verdi. Avrupa Birliği ve öncüleri altmış yıllık süre boyunca Avrupa'da barış, uzlaşma, demokrasi ve insan haklarının ilerlemesine katkıda bulunmuştur.
Avrupa Birliği Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi ve Komisyon Başkan Yardımcısı Catherine Ashton yaptığı açıklamada şöyle konuştu:
"Avrupa Birliği’nin, uzlaşma, demokrasi, insan haklarının desteklenmesi ve kıta genelinde barış ve istikrarın yaygınlaştırılması yönündeki çalışmaları nedeniyle 2012 Nobel Barış Ödülü’ne layık görülmesini büyük bir memnuniyetle karşılıyorum.
AB ülkelerindeki ezeli düşmanlar, yakın ortak ve dostlar haline gelmiştir.
Bu amaçla sürdürülen çalışmaların bir parçası olmaktan gurur duyuyorum. Avrupa Dış Eylem Servisi’nin kurulması Avrupa’nın temel değerlerinin dünya genelinde daha fazla desteklenmesini amaçlayan kapsamlı bir yaklaşım geliştirmemize imkân vermiştir.
Bu süreci ilerletmek için yılmadan çalışmaya devam edeceğim."
Avrupa Komisyonu Başkanı José Manuel Barroso ile Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy 2012 Nobel Barış Ödülü’nün AB’ye verilmesine ilişkin yaptığı ortak açıklamada şunları söyledi: "Çıkış noktasına baktığımızda, Avrupa Birliği, bu kıtada ortaya çıkarak büyük bir yıkıma neden olan Dünya Savaşlarının küllerinden doğan milletleri ortak bir barış projesi etrafında toplamıştır. Son altmış yılda Avrupa Birliği Soğuk Savaş’ın böldüğü bir kıtayı insan onuru, özgürlük, demokrasi, eşitlik, hukukun üstünlüğü ve insan haklarına saygı gibi değerlerin etrafında tekrar bir araya getirmiştir."
Birleşmiş Milletler ile yaptığı işbirliğinin altını çizen Genel Sekreter Ban-Ki Moon 2012 Nobel Barış Ödülü münasebetiyle ilettiği kutlama mesajında AB'nin dünya çapında barış inşası, insan haklarının yaygınlaştırılması ile ekonomik ve sosyal kalkınmanın desteklenmesindeki rolünün altını çizdi.
Sn. Ban yaptığı açıklamada "Bugün, Birleşmiş Milletler'in vazgeçilmez bir ortağına başardığı işler ve Avrupa ile dünya açısından önemi münasebetiyle fazlasıyla hak ettiği bir takdir nişanı verilmiştir" dedi.
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton da AB'yi kutlayarak Nobel Barış Ödülü'nün AB'nin birlik için sarf ettiği yoğun çabaların yansıması olduğunu söyledi.
Clinton: "Avrupa Birliği'ni Nobel barış ödülü münasebetiyle kutlamak istiyorum. Avrupa'nın 21. yüzyılda ne kadar bütünleştiğini ve barışçıl bir yere dönüştüğünü görmek muazzamdır ve bu tesadüf eseri değil, Avrupa'nın her yerindeki liderlerin ve yurttaşların çok yoğun çabaları sayesinde gerçekleşmiştir" şeklinde konuştu.
Savaş arası dönemde, Norveç Nobel Komitesi, Almanya ve Fransa arasında uzlaşma için çalışan kişilere birkaç kez ödül vermiştir. 1945'ten itibaren bu uzlaşma gerçeğe dönüşmüştür. İkinci Dünya Savaşı'nın korkunç acıları yeni bir Avrupa ihtiyacını göstermiştir. Yetmiş yıllık süre içinde, Almanya ve Fransa üç defa savaşa girmiştir. Bugün Almanya ve Fransa arasında savaş düşünülemez. Bu bize iyi niyetli çabalar ve karşılıklı güven inşası ile eski dostların nasıl yakın ortak olabileceğini göstermektedir.
1980'lerde, Yunanistan, İspanya ve Portekiz AB'ye katılmıştır. Demokrasiye geçiş üyelik koşulu olmuştur. Berlin duvarının yıkılması birçok Orta ve Doğu Avrupa ülkesi için üyelik yolunu, Avrupa tarihi için de yeni bir çağın kapısını açmıştır. Doğu ve Batı arasındaki bölünme büyük ölçüde sonlandırılmış; demokrasi güçlendirilmiş ve etnik kökenli bir çok ulusal çatışma çözülmüştür.
Hırvatistan'ın önümüzdeki yıl üye olması, Karadağ ile üyelik müzakerelerinin başlaması ve Sırbistan'a adaylık statüsü verilmesi Balkanlar'da uzlaşma sürecini güçlendirmektedir. Son on yılda, Türkiye'nin AB'ye üyelik olasılığı bu ülkede demokrasi ve insan haklarını ileriye götürmüştür.
AB şu anda ağır ekonomik zorluklar ve ciddi bir toplumsal tedirginlik yaşamaktadır. Norveç Nobel Komitesi kendi perspektifinden AB'nin en önemli sonucuna vurgu yapmak istemektedir. Bu sonuç, başarıyla sonuçlanan barış, uzlaşma, demokrasi ve insan hakları mücadelesidir. AB'nin istikrar inşa edici rolü bir zamanlar savaş kıtası olan Avrupa'yı barış kıtasına dönüştürmüştür.
AB'nin çalışmaları "milletler arasında kardeşliği" temsil etmektedir ve Alfred Nobel'in 1895'teki vasiyetinde Barış Ödülü kriterleri arasında saydığı "barış kongrelerinin" bir yansıması anlamına gelmektedir.