Genişleme ile İstikrar ve Ortaklık Sürecine ilişkin Konsey Kararları

Genişleme ile İstikrar ve Ortaklık Sürecine ilişkin Konsey Kararları
Genel İşler Konsey toplantısı
Brüksel, 16 Aralık 2014
Konsey şu kararları almıştır:
"1. Konsey Komisyon’un 2014-2015 Genişleme Stratejisi ve Temel Güçlükler [başlıklı ve] 8 Ekim 2014 tarihli tebliği ile Türkiye, Karadağ, Sırbistan, Eski Yugoslavya Cumhuriyeti Makedonya, Arnavutluk, Bosna Hersek ve Kosova[1]’ya ilişkin İlerleme Raporlarını ve bu raporlarda yer verilen tavsiyeleri kayda geçirir.
2. Avrupa Birliği Konseyi tarafından 14-15 Aralık 2006 tarihlerinde onaylanan yenilenmiş genişleme mutabakatı ve 13 Aralık 2013 tarihinde aldığı kararlar uyarınca Konsey, genişlemenin AB temel politikalarından biri olmayı sürdürdüğünü ve Avrupa’da karşılıklı olarak barış, demokrasi, güvenlik ve refaha katkı sağlamaya devam ettiğini bir defa daha ifade eder. Konsey, genişleme sürecinin inandırıcı olması gerektiği hususuna atfettiği önemi korumaktadır. Bu husus, genişlemeye yönelik olarak hem AB üyesi ülkelerde hem de [genişlemenin] daha iyi bir iletişim stratejisi yoluyla tanıtılıp desteklenmesi gereken bölgede kamuoyu desteğinin ve reform ivmesinin korunması açısından yaşamsal bir önem arz etmektedir.
3. AB-Türkiye ilişkilerinin işbu sonuçlar altında değinilen diğer tüm boyutlarıyla birlikte, AB’nin taahhütleri ve yerleşik koşulluluğa riayet eden aktif ve inandırıcı katılım müzakereleri, AB-Türkiye ilişkilerinin ful potansiyelini gerçekleştirmesini sağlayacaktır. Konsey, Batı Balkanların Avrupa perspektifine yönelik tartışmasız kararlılığını bir defa daha teyit eder. Önceki Konsey kararlarının yanı sıra Kopenhag siyasi kriterleri ve katılıma kadar geçecek sürede Batı Balkanlarla ilişkilerin ortak çerçevesini çizmeye devam edecek olan İstikrar ve Ortaklık Süreci çerçevesinde Konsey ayrıca, genişlemeye yönelik yenilenen mutabakat uyarınca, adil ve katı bir koşulluluğa ve yeni üyeleri içine alabilmek yönünde tüm boyutları kapsar şekilde AB’nin kapasitesiyle birlikte liyakat ilkesine duyulan ihtiyacı da bir kez daha yineler.
4. Konsey sürecin erken merhalelerinde, başta üç temel ayak olan hukukun üstünlüğü, ekonomi yönetişimi ve kamu idare reformuna özel bir vurgu yaparak, temel reformlara daha fazla odaklanılması gerektiği yönünde Komisyon tarafından sarf edilen çabaları memnuniyetle karşılar. Kopenhag kriterleriyle ilintili bu konular yatay ehemmiyet taşımakta olup yerleşik koşulluluk kapsamına girmekte ve kararlılıkla ele alınmayı gerektirmektedir.
5. Konsey, hukukun üstünlüğünün taşıdığı kilit önemi vurgular. Yeni yaklaşım uyarınca, özel ve acil dikkat gerektiren temel konular arasında özellikle yargı reformu, organize suç ve yolsuzlukla mücadele, ifade ve basın özgürlüğü, azınlık bireylerin hakları, ulusal azınlıklara yönelik ayrımcı uygulamaların önlenmesi ile Roman, lezbiyen, homoseksüel, biseksüel, trans ve interseks (LGBTI) bireyler gibi kırılgan gruplara yönelik ayrımcılıkla mücadele yer almaktadır. Bununla birlikte, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın haklarının geliştirilmesi konusunda da daha fazla çalışma yapılmasına ihtiyaç bulunmaktadır. Konsey aday ülkelerin, AB Temel Haklar Ajansı çalışmalarına gözlemci olarak katılabilmeleri doğrultusunda süren hazırlıkların tamamlanmasını sabırsızlıkla beklemektedir. Hukukun üstünlüğü ekonomik kalkınmanın yanı sıra olumlu bir iş atmosferi ve yatırım iklimi yaratılması açısından da hayati önem taşımaktadır.
6. Konsey iş ortamının geliştirilmesi, büyümenin tetiklenmesi, iş imkânlarının yaratılması ve yatırımı [teşvik] amacıyla Komisyon’un ekonomi yönetişimi ve rekabet gücünün arttırılması konularına yoğunlaşmasını memnuniyetle karşılar. Kopenhag ekonomik kriterlerinin karşılanmasını hedefleyen çabaları desteklemek üzere Konsey, Batı Balkanlar açısından bunun Ekonomi Reform Programlarının hazırlanmasını içerdiğini kayda geçirir. Konsey, yeni ekonomi yönetişimi yaklaşımı altında, AB düzeyinde Avrupa Sömestri sürecini yansıtacak çabaları özellikle memnuniyetle karşılar ve bu kapsamda yapılacak olan çalışmaları da teşvik eder. Bu programlar temelinde Konsey, hedefi belirli rehber politikalar tespit edecektir. Bu bağlamda Konsey, ekonomi yönetişimi sahasında doğru ve güvenilir istatistiki verilerin anahtar unsur olduğunu da hatırlatır. Konsey, Türkiye ile yüksek düzeyde ekonomi diyalogu kurulmasını sabırsızlıkla bekler. Enerji ve ulaşım ağları ile bağlantıların (connectivity) iyileştirilmesi hususunun, Avrupa vatandaşları ve [Avrupa] iş dünyası açısından arz ettiği önemi vurgulayan Konsey bu bağlamda, tedarik kaynaklarının çeşitlendirilmesine yönelik altyapı da dâhil olmak üzere, AB enerji güvenliğine bir katkı olarak Birliğe üye devletlerle daha sıkı bir işbirliği çağrısında da bulunur. Ekonomik büyüme ve kalkınmanın desteklenmesi aynı zamanda, AB üzerindeki göç baskısını da azaltacaktır.
7. Konsey, Komisyonun kamu idare reformuna yönelik geliştirilmiş yaklaşımını memnuniyetle karşılar. Kamu hizmetinin siyasallaştırılması ve şeffaflık, hesap verebilirlik, profesyonellik ve etkinlik gibi konularda mevcut zorlukların ele alınması amacıyla, gereken reformları teşvik etmek üzere katılım müzakerelerinin kullanılmasını ve İstikrar ve Ortaklık Anlaşması kurumlarında yapılacak daha iyi yapılandırılmış siyasi tartışmaları sabırsızlıkla beklemektedir.
8. Demokratik kurumların işleyişinin ve bağımsızlığının güçlendirilmesi yaşamsal önem arz etmektedir. Bu konu aynı zamanda başta parlamento ve sivil toplum olmak üzere, tüm siyasi yelpaze genelinde yapıcı, kapsayıcı ve sürdürülebilir bir diyalogun tesisini de içerir. Bu itibarla, sivil toplum örgütleri için elverişli bir ortamın geliştirilmesi yönünde, daha fazla çaba sarf edilmesi gerekmektedir.
9. AB sınırları ötesindeki gelişmeler, dış politikaya ilişkin konularda işbirliğinin derinleştirilmesi gerektiğini göstermektedir. Dış politika alanında ikili diyalog arttırılmalıdır. Bu çerçevede, Konsey AB'nin dış politika tutumuyla, özellikle de Rusya ve Ukrayna gibi ortak menfaatlerin söz konusu olduğu konularda tedrici olarak uyum sağlanmasının önemini vurgular.
10. Konsey, özellikle 2014-2020 Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA II) vasıtasıyla AB finansman desteğinin devam ettiğini hatırlatır. IPA II'nin uygulamaya konulmasıyla sektörel bir yaklaşım benimsenmeye başlanmış, finansal destek ile katılım öncesi stratejinin uygulanmasında kaydedilen genel ilerleme arasındaki uyum artmış, bütçe desteği arttırılmış ve projeler önceliklendirilmiştir. Uluslararası finans kurumlarıyla koordinasyon arttırılmaktadır.
11. İyi komşuluk ilişkileri ve bölgesel işbirliği, Genişleme süreci ile İstikrar ve Ortaklık Süreci'nin temel unsurlarıdır ve refah, istikrar, uzlaşı ve ikili meselelerle geçmişten gelen hususların çözümlenmesine elverişli ortamın yaratılmasına katkıda bulunur. Konsey, hoşgörü ortamının yaratılması ve nefret ya da savaş zamanı söylemlerinin kınanması yoluyla geçmişten gelen sorunların üstesinden gelinmesi, uzlaşının arttırılması ve kapsayıcı bir bölgesel işbirliğinin desteklenmesi çabalarını memnuniyetle karşılar. Konsey, iyi komşuluk ilişkilerini ve ihtilafların barışçıl yollardan çözümlenmesini sekteye uğratacak her türlü sürtüşme ya da eylemlerden kaçınılması gerektiğini yineler. Bu çerçevede, tüm azınlıkların korunması, tüm vatandaşlara eşit yurttaşlık hakkı tanınması, kayıp kimseler sorununun ve mültecilerin geri dönüşlerinin ele alınması dâhil çabaların sürdürülmesi gereklidir. Konsey, ICTY (Eski Yugoslavya Uluslararası ceza Mahkemesi) ve EULEX (AB Hukukun Üstünlüğü Misyonu) Özel Araştırma Görev Gücü ile tam işbirliği içerisinde ve çalışmalarını desteklemek suretiyle, savaş suçları davalarının sonuçlandırılması, savaş suçlarının cezasız kalması sorununun ele alınması ve hesap verebilirliğin sağlanması gerektiğini vurgular.
12. Genel olarak, katılım sürecini sekteye uğratmalarını önlemek amacıyla sınır ihtilafları dahil karşılıklı anlaşmazlıkların çözümlenmesi için çabaların sürdürülmesi gereklidir. Anlaşmazlıkların ve sorunların, Miras sorunlarına ilişkin Anlaşma gibi hukuki bağlayıcılığı bulunan anlaşmalar, uluslararası hukuk ve yerleşik ilkeler çerçevesinde çözüme kavuşturulması gerekir.
13. Özellikle vize serbestisinin vatandaşlar için önemini dikkate alan Konsey, vize serbestisi için konulan tüm şartların uygulandığını, izleme mekanizması dâhil olmak üzere, yakından takip etmeyi sürdürmesi için Komisyon'u teşvik eder. Konsey ilgili yetkilileri, vizesiz seyahat rejiminin herhangi bir kısıtlama olmaksızın devam ettirilmesi için vizesiz seyahat rejiminin istismarını önlemek üzere gerekli tüm tedbirleri almak üzere çabalarını sürdürme ve göç akımlarının yönetilmesi alanında yapıcı işbirliğine devam etme konusunda teşvik eder.
14. Konsey, Güney-doğu Avrupa İşbirliği Süreci ve operasyonel kolu olan Bölgesel İşbirliği Konseyi'nin çalışmalarını ve Güney doğu Avrupa 2020 Stratejisi'nin hedef ve önceliklerini ele alma çabalarını tam anlamıyla destekler. Konsey Kosova'nın katılımını sağlamak üzere Güney doğu Avrupa İşbirliği Sürecinin Haziran 2014 tarihinde almış olduğu kararı olumlu şekilde not eder. Konsey, ekonomi yönetimi konusunda en iyi uygulamaların paylaşıldığı ve bölge düzeyinde ve AB içerisinde bağlantıların ve kapsayıcılığın arttırıldığı bölgesel ekonomik işbirliğinin önemini vurgular. Bu çerçevede Konsey, başlıca altyapı koridorlarında büyük yatırımların koordinasyonuna dayalı olarak istihdam ve büyümeyi arttıran, bağlantıları geliştiren yatırımları destekleyen Batı Balkanlar Yatırım Çerçevesinin çalışmalarını memnuniyetle karşılar. Konsey, kapsayıcı diyalog ve işbirliğinin güçlendirilmesine yönelik tüm bölgesel girişimleri memnuniyetle karşılar.
GENİŞLEME
TÜRKİYE
15. Konsey, AB’nin Türkiye ile olan ilişkilerine atfettiği önemi bir defa daha teyit eder. Türkiye aday bir ülkedir ve AB’nin kilit bir ortağıdır. Sahip olduğu dinamik ekonomi, Avrupa kıtasının refahına değerli bir katkıda bulunmaktadır. AB, Türkiye’deki siyasi ve ekonomik reformların çıpası olmayı sürdürmelidir. Türkiye, ölçütlerin yanı sıra müzakere çerçeve [belge]sinde tespit edilen gereklerin karşılanmasında kaydedeceği ilerleme ve AB’ye karşı girmiş olduğu ahdi mükellefiyetlere riayet yoluyla müzakereleri de hızlandırabilir. Bu bağlamda Konsey, Türk hükümetinin AB katılım [sürecine] yönelik sergilediği kararlılığı memnuniyetle karşılar; kısa bir süre önce kabul edilen ve Türkiye’nin katılım sürecini yeniden canlandırmayı hedefleyen AB Stratejisinin somut neticelerini görmeyi sabırsızlıkla bekler.
16. Konsey Türkiye’nin önemli bölgesel rolünü ve daha geniş komşuluk bölgesinde sergilediği aktif katılımı hatırlatır. Başta Suriye ve Irak olmak üzere, bölgede vuku bulan çok mühim gelişmeler, AB-Türkiye siyasi diyalogu çerçevesinde dış politika konularında diyalog ve işbirliğinin arttırılması hususunu hayati bir konu haline getirmektedir. Konsey, Suriye ve Irak’taki şiddetten kaçan, sayısı bir milyonun çok üzerindeki mülteciye yönelik olarak Türkiye’nin göstermiş olduğu kabul ve [bu mültecilere] sağlamış olduğu sığınma olanaklarını memnuniyetle karşılar. AB, artan mülteci akışıyla etkin bir şekilde başa çıkabilmesi için Türkiye’ye desteklemeye devam edecektir. Siyasi diyalog, İŞİD ve İŞİD’e fon sağlayan şebekeler karşısında daha yakın bir işbirliği geliştirebilmek ve bununla birlikte, yabancı savaşçı akışını engellemeye yönelik işbirliğini arttırmak için kullanılmalıdır. Konsey, AB ile Türkiye arasında varolan aktif terörle mücadele diyalogunu; köktenciliğin ve terörist saflara katılımın önlenmesi konularında en iyi uygulamaların paylaşılıyor olmasını da memnuniyetle karşılar. Veri koruma da dâhil olmak üzere, terörle mücadeleyle ilgili diğer mevzuatın Türkiye tarafından kabul edilmesi, operasyonel işbirliğinin daha da geliştirilmesini sağlayacaktır. Konsey, PKK’nın AB terör örgütleri listesinde yer aldığını hatırlatır. Müzakere Çerçeve [belgesi] uyarınca AB Türkiye’yi, dış politikasını AB’yi tamamlar ve AB’yle eşgüdüm sağlar şekilde şekillendirmesi ve tedricen, AB Ortak Dış ve Güvenlik Politikası ile uyumlu hale getirmesi yönünde teşvik etmeye devam eder.
17. Konsey, özellikle Eylül 2013 demokratikleşme paketinde yer alan tedbirler ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi İhlallerinin önlenmesine yönelik Eylem Planı başta olmak üzere, geçmiş yıllar boyunca kabul edilmiş reformların uygulanmaya devam etmesini memnuniyetle karşılar. Konsey ayrıca, Kürt meselesinin barışçıl çözümüne yönelik yenilenen çabaları da kuvvetle destekler. Konsey, sürecin ilerletilmesi için tüm tarafların daha fazla angaje olmasını teşvik eder.
18. Konsey, AB-Türkiye Geri Kabul Anlaşması’nın Ekim ayında yürürlüğe girmiş olmasını memnuniyetle karşılar. Konsey ayrıca, vize serbestisi yol haritası gereklerinin karşılanması doğrultusunda, Türkiye tarafından kaydedilen ilerlemelere ilişkin olarak Komisyon tarafından hazırlanan raporda ortaya konan bulguları da memnuniyetle karşılar. Vize serbestisi diyalogunda ilerleme, performansa dayalı yaklaşımı takip edecek ve vize yol haritası gereklerinin Türkiye tarafından etkin ve tutarlı bir şekilde uygulanması şartına bağlı olacaktır. Bu bağlamda yabancılar ve uluslararası koruma kanununun Nisan 2014’te yürürlüğe girmesi ve mültecilere geçici koruma tanıyan yönetmeliğin Ekim 2014’te kabulü, göç ve iltica alanında önemli bir ilerleme anlamına gelmektedir. Bu konuda Türkiye tarafından yapılan tek taraflı açıklama dolayısıyla üzüntü duysa da Konsey, ayrım yapılmaksızın AB üyesi tüm devletlerin vatandaşlarına Türk topraklarına vizesiz giriş de dâhil olmak üzere, hem geri kabul anlaşması hem de vize yol haritasının Türkiye tarafından tüm AB üyesi devletlere eksiksiz bir şekilde ve etkin olarak uygulanmasını beklemektedir. Mevcut ikili geri kabul anlaşmaları ile Türkiye ile AB Üyesi Devletler arasında varılmış olan benzeri anlaşmalarda yer alan geri kabul hükümlerinin Türkiye tarafından yeterli düzeyde uygulanması öncelik taşımaktadır. Türkiye ile AB üyesi devletler arasında varolan ve özellikle AB’ye üye olan devletlerle ortak olan sınırların yönetiminin kuvvetlendirilmesini amaçlayan işbirliğinin daha da arttırılması gerekmektedir.
19. Konsey düşünce, ifade ve basın özgürlüğü de dâhil özgürlükleri; demokrasiyi, eşitliği, hukukun üstünlüğünü; kadın, çocuk ve azınlık hakları da dâhil insan haklarına saygıyı ve din ve mülkiyet hakkını tam anlamıyla teminat altına alacak, yeterli kontrol ve denge mekanizmalarını sağlayacak ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından verilen tüm kararların uygulanmasını geliştirecek reformlar üzerinde çalışması yönünde Türkiye’yi kuvvetle teşvik eder. Konsey, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 46ncı maddesi uyarınca akit tarafların, taraf oldukları tüm davalarda Mahkeme tarafından verilen nihai kararlara uymayı kabul ettiğini hatırlatır. Örgütlenme ve toplanma hakkı ile kolluk görevlilerinin müdahalesine ilişkin mevzuatın Avrupa standartlarına getirilmesi gereklidir. Konsey, yürütmenin yargıya yönelik orantısız (undue) müdahalesi; temel mevzuatın paydaşlarla yeterince istişare yapılmadan sıklıkla değiştirilmesi ve bilgiye erişim üzerindeki kısıtlamalar karşısına taşıdığı endişeyi korumaktadır. Tüm bu hususların ele alınabilmesini teminen Konsey, hukukun üstünlüğü ve temel haklar alanında işbirliğinin arttırılması ve ortak faaliyetlerin güçlendirilmesinin, Türkiye’yi AB’ye daha da yakınlaştıracağı ve bu temel alanlarda gelecekte yapılması muhtemel görüşmelere ilişkin çalışmalara da hız kazandıracağı kanaatindedir. Konsey, Aralık 2013 yolsuzluk iddiaları karşısında, hükümet tarafından verilen tepkilerin yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı ile ilgili olarak yarattığı ciddi şüpheler ile siyasi muhalefete, kamuoyu protestolarına ve eleştirel medyaya dönük sergilediği artan tahammülsüzlük dolayısıyla üzüntü duymaktadır. Bu kapsamda, Türkiye’de meydana gelen son polis baskınları ve bir takım gazeteci ve medya temsilcilerinin gözaltına alınması, demokrasinin özünde yatan bir ilke olan medya özgürlüğünü sorgulanmasına neden olmaktadır. Konsey, katılım müzakerelerinde ilerlemenin hukukun üstünlüğü ve temel haklara saygıdan geçtiğini hatırlatır. Konsey Anayasa mahkemesinin taşıdığı önemli rolü vurgular ve Türkiye’de büyüyen ve meşru bir paydaş olarak daha da desteklenmesi ve yüreklendirilmesi gereken aktif sivil toplumun [varlığını] olumlu [bir unsur olarak] kayda geçer.
20. Konsey, Aralık 2013'te ortaya çıkan yolsuzluk iddialarına hükümetin verdiği karşılığın yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunda ciddi şüpheler uyandırması, ve siyasi muhalefet, halk protestoları ve eleştirel basına karşı artan bir hoşgörüsüzlük sergilemesinden üzüntü duymaktadır. Bu çerçevede, kısa süre önce Türkiye'de gerçekleştirilen polis baskınları ve birçok gazeteci ve medya temsilcisinin göz altına alınması, demokrasinin temel ilkesi olan basın özgürlüğünün varlığını sorgulanır hale getirmektedir. Konsey, katılım müzakerelerinde ilerleme kaydedilmesinin hukukun üstünlüğü ve temel haklara saygı gösterilmesine bağlı olduğunu hatırlatır. Konsey Anayasa Mahkemesinin önemli rolünü vurgular ve meşru birer paydaş olarak daha fazla desteklenmesi ve teşvik edilmesi gereken sivil toplumun, Türkiye'de büyümekte ve aktif olduğunu olumlu bir gelişme olarak not eder.
21. Konsey Türkiye’nin AB açısından önemli bir ticaret ortağı olduğunu ve Gümrük Birliği yoluyla, Birliğin rekabet gücüne katkı sağladığını hatırlatır. Konsey, Dünya Bankası tarafından 2014’te tamamlanarak yayımlanan çalışmanın da ışığında, Gümrük Birliği’nin arz ettiği potansiyelin tümüyle gerçekleştirilmesini amaçlayan olası teklifler bağlamında Komisyon’la yapılacak görüşmeleri merakla beklemektedir. Türkiye ile AB arasındaki güçlü ekonomik bağlar dikkate alındığında Konsey, bir yüksek düzey ekonomik diyalog geliştirilmesi yönünde çağrıda bulunur. 17nci fasılda (Ekonomik ve Parasal Birlik) ilerleme, aynı zamanda böylesi bir diyalogu daha da destekleyecek ve müktesebat uyumunu da teşvik edecektir. Konsey uluslararası hukuk doğrultusunda, ara bağlantının (interconnection) kolaylaştırılması ve enerji piyasalarının entegrasyonu amacıyla, AB-Türkiye enerji işbirliğinin de daha fazla kuvvetlendirilmesi çağrısında bulunur.
22. Müzakere Çerçevesi ve önceki Avrupa Birliği Konseyi toplantısı ve Konsey kararları doğrultusunda, Konsey, Türkiye'nin kesin surette iyi komşuluk ilişkileri yürütmeye ve Birleşmiş Milletler Sözleşmesi uyarınca, gereken hallerde Uluslararası Adalet Divanına başvurmak suretiyle, ihtilafların barışçıl yollardan çözüme kavuşturulmasına öncelik vermesi gerektiğini yineler. Bu çerçevede, Birlik bir kez daha ciddi endişe duyduğunu ifade eder, ve Türkiye'ye herhangi bir Üye Devlet'e yönelik, iyi komşuluk ilişkilerini zedeleyebilecek ve ihtilafların barışçıl yollardan çözümlenmesine engel olabilecek tehdit veya eylemden, ya da herhangi bir sürtüşmeden kaçınması çağrısında bulunur. AB ayrıca Üye Devletler 'in egemenlik haklarına bir kez daha vurgu yapar. Bunlar arasında, AB müktesebatı ve BM Deniz Hukuku Sözleşmesi dahil uluslararası hukuk uyarınca ikili anlaşmalar yapma ve doğal kaynakları araştırma ve kullanma hakkını da kapsamaktadır. AB ayrıca Üye Devletler 'in kendi kara suları ve hava sahalarında egemenlik haklarına riayet edilmesi gerektiğini vurgular. Konsey, AB Konseyi'nin 24 Ekim 2014 tarihli kararlarında Doğu Akdeniz'de tansiyonun yeniden yükselmesine ilişkin ciddi endişelerini ifade etmiş ve Türkiye'ye itidalli hareket etme Kıbrıs'ın kara sularındaki egemenliğine ve Kıbrıs'ın münhasır ekonomik alanındaki egemenlik haklarına saygı gösterme çağrısında bulunmuştur.
23. 11 Aralık 2006 tarihli kararlarını ve 21 Eylül 2005 tarihli deklarasyonunu hatırlatarak Konsey, yinelenen çağrılara rağmen, Türkiye'nin Ortaklık Anlaşması'na Ek Protokolü eksiksiz ve ayırım gözetmeksizin uygulama yükümlülüğünü reddetmeye devam etmesinden büyük üzüntü duyduğunu ifade eder, zira bu yükümlülüğün yerine getirilmesi müzakere sürecine ciddi bir ivme kazandırabilecektir. Bu konuda herhangi bir ilerleme kaydedilmemesi halinde, Konsey 2006 tarihli tedbirlerini muhafaza edecek, bunlar da müzakerelerin genel seyrini etkilemeye devam edecektir. Türkiye ayrıca Kıbrıs Cumhuriyeti ile ilişkilerin normalleşmesi yönünde de ne yazık ki ilerleme kaydetmemiştir. Konsey tüm Üye Devletler 'in tanınmasının katılım sürecinin önemli bir parçası olduğunu yineler. Konsey, bir sonraki yıllık raporunda Komisyon'u, 21 Eylül 2005 tarihli deklarasyonunda işaret edilen tüm hususları yakından takip etmeye ve bu konuları özellikle rapor etmeye devam etmeye çağırır. Bu kapsamda, Konsey ilgili kararları doğrultusunda kaydedilecek ilerlemeyi yakından takip ederek incelemeye devam edecektir. Konsey daha fazla gecikmeksizin ilerleme kaydedilmesi çağrısını yineler.
24. Konsey, 11 Şubat 2014 tarihli ortak deklarasyonda ortaya konulduğu gibi tarafların Kıbrıs sorunun çözümüne müdahil olmalarını memnuniyetle karşılar. Müzakere Çerçevesinde vurgulandığı şekliyle, Konsey Türkiye'nin, Kıbrıs sorununa AB çerçevesinde, ilgili BM Güvenlik Konseyi tavsiye kararları ve Birlik' in kuruluş ilkeleri doğrultusunda, adil, kapsamlı ve uygulanabilir bir çözüm bulunmasını amaçlayan müzakerelere aktif destek sunmasını beklemektedir. Bu tür kapsamlı bir çözüme Türkiye'nin somut anlamda katkı sağlaması ve bu konuda kararlılık sergilemesi son derece önemlidir. Mevcut şartlar altında Konsey, Kıbrıs sorununa kapsamlı çözüm müzakerelerinin yeniden başlatılabilmesi için olumlu bir atmosfer yaratılmasının her zamankinden çok daha önemli olduğu görüşündedir.
* Bu adlandırma statüye ilişkin tutumlara halel getirmeyip BM Güvenlik Konseyi’nin 1244/99 sayılı kararı ve Uluslararası Adalet Divanı’nın Kosova Bağımsızlık İlanına ilişkin görüşleriyle aynı doğrultudadır.