Filistin: Avrupa Birliği ile Filistin Yönetimi Arasındaki Yüksek Düzeyli Diyalog Hakkında Yüksek Temsilci Tarafından Yapılan Açıklama
Avrupa Birliği, Avrupa Birliği ile Filistin Yönetimi (FY) arasındaki ilk Yüksek Düzey Diyalog toplantısını memnuniyetle karşılamaktadır. Bu toplantı, ilişkilerimizde önemli bir dönüm noktası teşkil etmektedir. AB, Filistin ile ilişkilerine büyük önem vermekte ve Filistin halkına en büyük dış yardım sağlayıcısı olmaya devam etmektedir. Yüksek Düzeyli Diyalog aynı zamanda Gazze'deki çatışmayı ve iki devletli çözüme dayalı siyasi ufkun önemini ele almak için de bir fırsat teşkil etmektedir.
AB ve Filistin Yönetimi, geçici Ortaklık Anlaşması doğrultusunda ikili iş birliğini daha da güçlendirmenin yollarını görüşmüştür. AB, zorluklara rağmen Filistin Yönetiminin iddialı reform gündemini sürdürmeye hazır olmasını takdirle karşılamaktadır ve bu yolda Filistin Yönetiminin yanında olmaya ve ona destek vermeye devam edecektir. Toplantının kendisi ve Komisyon tarafından açıklanan mali paket, AB'nin bu zorlu dönemde Filistin Yönetimi ve Filistin halkına uzun süredir verdiği desteğin bir göstergesidir.
Yüksek Düzeyli Diyalog Toplantısında AB, Gazze'de ateşkesin bozulması ve İsrail'in, aralarında çocukların da bulunduğu binlerce sivilin ölümüne neden olan çatışmaları yeniden başlatmasından duyduğu derin endişeyi dile getirmiştir. İsrail Gazze'ye insani yardımı yeniden başlatmalıdır. AB, tüm rehinelerin derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılması, Gazze'de ateşkes müzakerelerinin yeniden başlatılması ve çatışmaların kalıcı olarak sona erdirilmesi çağrısında bulunmuştur. AB Refah Sınır Yardım Misyonu (EUBAM Refah) da koşullar elverdiğinde Refah Sınır Kapısındaki izleme faaliyetlerine devam etmeye hazırdır. Misyon, tıbbi yardıma ihtiyaç duyan dört binden fazla kişinin ve beraberindeki aile fertlerinin Mısır'a geçmesine yardımcı olmuştur.
Gazze ve Batı Şeria'da başta kadınlar, çocuklar ve insani yardım çalışanları olmak üzere yüksek sayıda sivil kayıpların yaşanması kabul edilemez. Bunun yanında, açlık ve kıtlık riski de çok yakındır. AB, Doğu Kudüs de dâhil olmak üzere hem Gazze hem de Batı Şeria'da meydana gelen olaylardan ağır bir şekilde etkilenmeye devam eden Filistin halkıyla olan dayanışmasını bir kez daha teyit etmiştir. AB ayrıca Batı Şeria'da yüksek düzeydeki şiddet olaylarından duyduğu derin endişeyi dile getirerek İsrail'in yerleşim politikasına karşı olduğunu tekrar ifade etmiştir ve şiddet yanlısı yerleşimcilere yönelik yaptırımlarını hatırlatmaktadır.
Artık şiddet döngüsünü kırmanın zamanı gelmiştir. İstikrar, hızlı bir yeniden yapılanma için de bir ön koşuldur. Bu bağlamda AB, 4 Mart 2025 tarihinde Kahire Zirvesi'nde onaylanan Arap Toparlanma ve Yeniden İnşa Planı'nı memnuniyetle karşılamıştır ve bu temelde Arap ortaklarının yanı sıra diğer uluslararası ortaklarıyla da ilişki kurmaya hazırdır.
AB, İsrail Devleti ve İsrail Devleti'yle ortak sınırı olacak bağımsız, demokratik, egemen ve istikrarlı bir Filistin Devleti'nin barış ve güvenlik içerisinde ve birbirlerini karşılıklı olarak tanımak suretiyle yan yana yaşayacağı ve Kudüs'ün her iki devletin de gelecekteki başkenti olacağı İki Devletli çözümün uygulanmasına dayalı adil, kapsamlı ve kalıcı bir barışın tesis edilmesine kararlılıkla bağlıdır. AB, İki Devletli Çözümün uygulanması için Küresel İttifak vasıtasıyla gerçekleştirilecek çalışmalar da dâhil olmak üzere siyasi sürecin canlandırılmasına yardımcı olmak için hiçbir çabadan kaçınmayacaktır ve Haziran ayında Fransa ve Suudi Arabistan'ın ev sahipliğinde düzenlenecek Filistin Meselesinin Barışçıl Çözümü ve İki Devletli Çözümün Uygulanmasına ilişkin Üst Düzey Uluslararası Konferansın yapılmasını beklemektedir.
AB, Hamas ve diğer terörist gruplar tarafından 7 Ekim 2023 tarihinde İsrail'e karşı gerçekleştirilen acımasız ve ayırım gözetmeyen terör saldırılarını en güçlü ifadelerle kınadığını yinelemiştir. AB, İsrail'in uluslararası insancıl hukuk da dâhil olmak üzere uluslararası hukuk kapsamındaki yükümlülüklerine her koşulda tam olarak uyması gerektiğini hatırlatmıştır. AB, insani yardım çalışanları da dâhil olmak üzere tüm sivillerin ve sivil altyapıların her zaman korunmasının önemini bir kez daha vurgular. Hamas'ın İsrail'e yönelik terör saldırıları, rehinelerin kaçırılması ve ardından Gazze'de başlayan çatışmaların üzerinden 18 ay geçmesine rağmen hâlen 59 rehine tutsaktır ve kalıcı bir ateşkes sağlanamamıştır. Çatışmaların sona erdirilmesi, tüm rehinelerin serbest bırakılması ve Gazze'deki insani acıların dindirilmesi için müzakerelerin muhakkak yeniden başlaması gerekmektedir.