AB G20 Zirvesi'nde: Küresel Güven Tesisi İçin Çabalar Hızlandırılıyor

Brüksel, 4 Eylül 2013
Küresel ekonomide güvenin arttırılması, sürdürülebilir ve kapsayıcı küresel büyüme yolunda kararlı bir ilerleme kaydedilmesi, korumacılıkla mücadele edilmesi ve dünya genelinde vergiden kaçınma ve vergi kaçakçılığına karşı mücadelenin hızlandırılması konuları G20 zirvesinin temel sonuçları arasında yer almalıdır. Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy ile Komisyon Başkanı José Manuel Barroso, Avrupa Birliği'ni temsilen 5-6 Eylül tarihlerinde ziyaret edecekleri Saint Petersburg'da G20 liderlerine işte bu çağrıda bulunacaklar.
Avrupa Birliği'nin bu zirveye, bir yıl önceki Los Cabos zirvesine kıyasla çok daha iyi bir ekonomik yapıyla girdiğini vurgulayan Başkan Van Rompuy şunları söyledi: "Krizle mücadele stratejimiz meyvelerini vermeye başladı ancak halen riskler ve güçlükler bulunması nedeniyle çabalarımızı durmaksızın sürdüreceğiz. Ekonomik kriz herkesin payına düşen vergiyi ödemesi gerektiğini açık biçimde göstermiştir. Avrupa Birliği, Saint Petersburg'da vergi kaçakçılığının önlenmesinde mesafe kat edilmesini ve vergi bilgilerinin otomatik paylaşımına mümkün olan en büyük desteğin verilmesini amaçlamaktadır."
Saint Petersburg'a hareketinden önce Başkan Barroso da şunları söyledi: "Küresel ekonomik durum bir hususu net biçimde göstermektedir; tüm G20 liderleri iyileşme, büyüme ve istihdam, açık ticaret ve daha adil vergilendirme için çabalarını hızlandırmalıdır. Rehavete kapılacak zamanımız yok ve küresel ölçekte ekonomik güvenin yeniden tesis edilebilmesi için halen tüm G20 üyelerinin yapması gerekenler var. AB'nin, Los Cabos'daki taahhütlerini yerine getirdiğini ve sonuç vermeye başlayan kapsamlı politika karışımımızı uygulamaya devam edeceğimizi net bir şekilde söyleyebilirim."
G20 liderleri küresel ekonominin yanı sıra büyüme ve istihdam yaratma ihtiyacını ele alacaklar. Avrupa Birliği küresel büyüme ve istihdamı G20 gündeminin en öncelikli meselesi olarak belirlenmesini hararetle desteklemiştir. Liderler, güçlü, dengeli ve sürdürülebilir büyümeyi arttıracak bir önlemler paketini içerecek iddialı bir " Saint Petersburg Eylem Planı"nı kabul etmelidir. Tüm G20 üyeleri buna katkıda bulunmaya davet edilmiştir. AB'nin katkısı, farklılaştırılmış ve büyüme-dostu bir mali konsolidasyon ve büyüme ve yatırımı teşvik eden kararlı adımlara dayalı kendi kapsamlı ekonomik politika stratejisini temel almaktadır. Bu strateji Büyüme ve İstihdam Akti, Genç İstihdamı Girişimi, Bankacılık Birliği'nin hızla tamamlanması gibi girişimlerin yanı sıra Avrupa Yatırım Bankası'nın faaliyetlerin güçlendirilmesi ve daha pek çok şeyi kapsamaktadır. Artan ticari faaliyetler ve duyarlılık ile en son GSMH rakamları, ağır ancak emin adımlarla Avrupa'nın 2013'ün ikinci yarısında tedrici ve orta seviyeli bir iyileşme sürecine girdiğini göstermektedir. Bu süreç daha dezavantajlı konumdaki ülkelerde de olmak üzere 2014'te devam edecektir.
Mali düzenleyici reformla ilgili olarak, AB bunun G20 için bir kilometre taşı olmaya devam edeceğini ve Avrupa'nın her cephede bu reformu uygulamakta olduğunu yineleyecektir. AB G20 ortaklarına, mali düzenlemedeki mevcut boşlukların ortadan kaldırılması için, üzerinde anlaşmaya varılan tedbirleri zamanında ve etkili biçimde uygulamaya geçirmeleri çağrısında bulunacaktır. Gölge bankacılık ve para piyasası fonlarına ilişkin olarak Avrupa Komisyonu zirve öncesi iddialı bir yaklaşım ortaya koymuştur. (bknz. 4 Eylül tarihli basın açıklaması: http://europa.eu/rapid/press-release_IP-13- 812_en.htm ).
Vergiden kaçınma ve vergi kaçakçılığıyla mücadeledeki küresel paradigma değişiminin G20 liderlerince ileriye taşınması gereklidir. AB genelinde otomatik bilgi paylaşımı sistemini geliştirmesi ya da agresif vergi planlamasıyla mücadele alanlarındaki önemli deneyim ve uzmanlığıyla AB, otomatik bilgi paylaşımının küresel bir standart haline gelmesi için çaba gösterecektir. Bu sistemin hızlı şekilde uygulamaya geçirilmesine yardımcı olacak her türlü çabayı destekleyecektir. AB ayrıca, dünya genelinde şirketlerin vergiden kaçınmasıyla mücadeleye ilişkin OECD'nin eylem planını da güçlü biçimde destekleyecektir, ki bu planın zirvede kabul edilmesi beklenmektedir .
Zirvede ayrıca ticarete ilişkin meseleler de ele alınacaktır. G20'nin korumacılığa karşı güçlü bir mesaj vermesi, 2010 Toronto'da kabul edilen geri dönmeme (standstill) taahhüdünün daha etkili biçimde uygulanması ve süresinin 2014 sonrasına kadar uzatılması çağrısında bulunması AB için önemlidir. Zirveye birkaç gün kala Avrupa Komisyonu yavaş seyretse de G20 üyeleri arasında korumacı tedbirlerdeki artışın devam etmesine ve ticareti kısıtlayıcı tedbirlerin ortadan kaldırılmasına ilişkin çaba gösterilmemesine işaret etmiştir. (bknz. Komisyon'un ticareti kısıtlayıcı tedbirlere ilişkin 2 Eylül tarihli raporu ). Kırılgan ekonomik iyileşme sürecinin hızlandırılarak sürdürülebilir hale getirilmesine yardımcı olmada açık, adil ve serbest ticaret önemli rol oynar.
Ticaretin kolaylaştırılması yönünde nihai bir anlaşmaya varılabilmesi için G20 Aralık ayında Bali'de yapılacak Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) bakanlar toplantısına hazırlık yapan müzakerecilere de güçlü bir siyasi mesaj vermelidir. Bölgesel Ticaret Anlaşmalarına gelince, AB, DTÖ çerçevesinde şeffaflığın arttırılmasından yanadır ve ortak ülkelerle yapılan AB ticaret anlaşmalarının çok taraflı ticaret gündemine engel teşkil etmek yerine bu gündeme yardımcı olması gerektiği yönündeki ısrarını yineleyecektir.
Son olarak G20 liderleri ayrıca istihdam, kalkınma, yolsuzlukla mücadele, enerji ve iklim konularını da ele alacaktır.
Başkan Van Rompuy ve Başkan Barroso, AB'nin 28 Devlet ve Hükümet Başkanı'na yazdıkları 23 Temmuz 2013 tarihli ortak mektupta G20 zirvesinde ele alınacak başlıca konulara ilişkin görüşlerini paylaşmıştır. Mektuba aşağıdaki uzantıdan ulaşılabilirsiniz:
http://www.consilium.europa.eu/uedocs/cms_data/docs/pressdata/en/ec/138333.pdf